Stand Nedir Tip? Hayatın Bir Anında Duyduğum Soruyu Anlatıyorum
Kayseri’nin sokaklarında yürürken, o gün biraz garip bir şey olmuştu. İnsanlar telaşla koşturuyor, işlerinin peşinden gidiyor, hayat adeta alışıldık bir hızla akıyordu. Ancak o gün, içinde bulunduğum kalabalığın arasında bir soru, “Stand nedir tip?” gibi basit ama derin bir şekilde kafama kazındı. O an gerçekten ne düşündüğümü hatırlamıyorum, ama o sorunun altında yatan duyguyu anladım: Hayal kırıklığı, yalnızlık, belki de bir kaybolmuşluk hissi… Her şeyin anlamını sorgulayan bir soru gibi geldi bana. İşte o an bir hikaye başladı, hayatımın o anını anlatmak için kelimeleri aradım.
O Anı Hatırlamak
Kayseri’de, sabahları alışveriş yaparken karşılaştığım eski bir arkadaşım vardı, Berk. Onu yıllardır görmemiştim, ama bir şekilde denk geldik. Hani bazen öylesine bir buluşma olur ya, işte o an öyle bir şeydi. Bir kahve içelim dedik. Berk her zaman enerjik, hayatı yakalamaya çalışan bir insandı. Ama bu sefer, gözlerinde bir gariplik vardı. Kahvemizi yudumlarken, birden gözleri bana odaklandı ve “Stand nedir tip?” dedi. Bunu duyduğumda ne hissettiğimi bilemedim. Sanki hiç beklemediğim bir anda, hiç beklemediğim bir soru gelmişti. O kadar sıradan bir şey gibi görünüyordu ki ama aynı zamanda beni derinden etkiledi.
O anki heyecanım, hislerim karışmıştı. “Ne demek istiyorsun?” diye sordum, ama o bana sadece gülümsedi ve “Sen de anlamadın mı?” dedi. İşte o an, tam olarak ne hissettiğimi bilmeden, gözlerimde bir hayal kırıklığı oluştu. Berk’in söyledikleri basit bir soru gibi görünüyor ama aslında bir şeyin çok derin olduğunu fark ettim. O an içinde bulunduğum ruh halini, kaybolmuşluk hissini, her şeyin anlamını sorgulama arzusunu, aslında Berk’in basit bir şekilde ifade etmeye çalıştığını hissettim.
Berk’in Durumu ve Ben
Berk’in bu soruyu neden sorduğunu çözmeye çalışırken, kendi içimde bir boşluk hissettim. Geçen yıllar içinde, belki de Kayseri’de büyüyüp bu şehre sıkı sıkı bağlandığım için, hayatın ne kadar monoton olduğunu hiç sorgulamamıştım. İnsanlar belli bir düzende yaşıyorlar, her şeyin bir sırası var, herkes bir yere varmak için koşturuyor. Ama Berk, o an bana hayatın sadece bir “stand”dan ibaret olmadığını anlatmak istemişti. Yani, yaşamak sadece bir şeylerin arkasında beklemek değil, aynı zamanda durmak, durumu sorgulamak ve gerçekten var olmak üzerineydi. Berk’in “Stand nedir tip?” sorusunu aslında bir an durup düşünmeye çağrı olarak gördüm.
Hayatın Gerçek Anlamı
Berk’in o gün bana söylediği sözler, hayatın anlamını sorgulamam için bir tetikleyici oldu. Kayseri’nin sıcak sokaklarında yürürken, sürekli koşturan, yorulan ve uğraşan insanları izlerken, birden Berk’in sorusunun gerçek anlamını fark ettim. “Stand nedir tip?” aslında “Hayat sadece bir koşu değil, bir duruş, bir seçim ve bir bakış açısı değil mi?” demekti. İnsanlar sürekli hareket ediyor, sürekli bir şeyler yapmak için yarışıyorlar ama gerçekten “durmak” gerektiğinde ne oluyor? Bu soru, hayatımda yeni bir pencere açtı. O anı, o soruyu, o duyguyu hep hatırlayacağım.
O günden sonra, Berk’in bana sorduğu bu soruyu sürekli düşünüp duruyorum. Hayatın hızına kapılmadan, neyin değerli olduğunu, hangi “stand”da durmam gerektiğini anlamaya çalışıyorum. İnsanlar hep bir şeyler ararken, bazen sadece durup gözlerini açmak ve etrafa bakmak yeterli olabilir. Bazen o hızlı adımlardan, bir an durup ne kadar çok şey kaçırdığınızı fark ediyorsunuz.
Sonuçta
Stand nedir tip? Bir soru, belki de çok basit bir soru gibi geliyor, ama altında ne kadar derin bir anlam taşıyor. Hayatın hızında kaybolmuşken, bazen durmak ve gerçekten görmek, yaşamak gerek. Bu basit soru bana, kaybolmuşluk hissini, hayal kırıklığını ve aynı zamanda umut arayışını hatırlattı. Beni, içinde bulunduğum dönemin anlamını sorgulamaya itti. Belki de bazen bir soru, hayatınızı değiştirebilir. Çünkü bazen sadece doğru bir soru, doğru zamanda geldiğinde, size nereye gitmeniz gerektiğini gösterir. İşte o an, o sorunun etkisiyle, hayatımda biraz daha durmayı öğrendim.