Alkol Kastı Kaldırır mı?
Bir gün, eski bir arkadaşım olan Selim ile tesadüfen karşılaştım. Yıllar sonra, gözlerindeki o eski neşeyi ve özlemi görünce bir anda geçmişe dönüp, o eski günlere dalmıştık. Selim, hala kendini çözüm odaklı biri olarak tanımlıyordu; hayatı her zaman bir strateji gibi görür, her şeyin bir çözümü olduğuna inanırdı. O gün de, eski bir tartışmayı hatırladı, gözlerinde bir hüzün vardı.
“O zamanlar alkol yüzünden ne kadar problem yaşadık değil mi?” dedi, içindeki hüzünle.
Ben ise gözlerimden okunan duygusallıkla ona cevap verdim: “Evet, ama her şeyin bir nedeni vardı. Yalnızca hataların üzerine gitmek yetmezdi. İlişkileri de anlamak gerekirdi.”
Bu sohbet, aslında birçok kişinin sormak istediği soruyu gündeme getirdi: Alkol kastı kaldırır mı? Bu soruya bakarken, hayatın ne kadar derin, insan ilişkilerinin ise ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha hissettim. Şimdi bu soruyu anlamaya çalışırken, Selim’in ve benim gibi farklı bakış açılarına sahip iki karakterin gözünden bakalım.
Selim’in Çözüm Odaklı Bakışı: Alkol ve Kastın Sınırları
Selim, her zaman işleri çözmeye odaklanan biriydi. Onun bakış açısına göre, alkol içeren bir ortamda yapılan hareketler, insanlar tamamen kendilerini kaybetmiş olsalar bile bir tür “kasıt” taşıyordu. Alkolün, kişinin mantıklı düşünme yetisini zayıflattığını kabul etse de, Selim’in gözünde alkolün kastı kaldırması mümkün değildi. Ona göre, alkol bir tür ‘geçici zırh’ gibiydi; insan, bir süreliğine kontrolünü kaybetse de, yaptığı şeyin sonuçlarıyla yüzleşmek zorundaydı.
Bir akşam, bir arkadaşımızın evinde olduğumuzda, herkes şarap içiyor ve ortamın rahatlamasına izin veriyordu. Selim, alkol almış birinin başkalarına zarar verebileceğini, bir insanın bir başkasını kasıtlı olarak incitmesinin altını çiziyordu. Onun çözüm odaklı yaklaşımı, sadece “haklı olma” çabasıyla değil, aynı zamanda sorumluluğu üzerinden atma eğilimindeki insanları anlamakla ilgiliydi.
“Alkol, insanların ‘ben sorumlu değilim’ demesine yol açabilir. Ama kastın sorumluluğunun kaldırılmasına izin vermez,” diyordu. Onun için, alkol sadece bir mazeret olabilirdi, ama kastın kalkması, kişinin içindeki iradenin yok olmasını gerektirmezdi.
Benim Empatik Bakışım: Alkol ve İlişkisel Etkiler
Selim’in sözlerine derin bir içsel huzursuzlukla karşılık verdim. Çünkü benim bakış açım biraz farklıydı. Alkol, kişilerin kendilerini ifade etmeleri için bir araç olabilirken, bazen de duygusal anlamda savunmasız hale getirebilirdi. Alkolün etkisi altındaki birinin yaptığı yanlışlıkların, ruhsal bir çöküşten, ani bir öfke patlamasından ya da fazlasıyla açığa çıkan kırılganlıklardan kaynaklanmış olabileceğini düşünüyordum. Yani, alkol bazen gerçek duyguları ortaya çıkarır, ama bu demek değildi ki kişi, yaptığından sorumlu sayılmazdı.
“Bazen insanlar alkol aldıklarında, gerçekten ne hissettiklerini dışa vururlar, ama bu, kastın kaldırıldığı anlamına gelmez,” dedim. “Birinin ruh hali, duygusal bir geçişi bile olsa, yanlış bir şey yapmışsa, bunun sonuçları var.”
Benim için, alkolün etkisiyle yapılan bir hareketin, kişinin içindeki gerçek duygusal karmaşayı yansıttığı bir alan oluşturduğunu fark etmiştim. Alkol, bir anlamda, kişinin bilinçli bir şekilde yapmadığı bir şeyi ortaya çıkarabiliyordu; ancak bu, kasıtlı bir şey olmadığı anlamına gelmezdi. Bazen, kişi gerçekten hatalı olabilir, fakat bunu bir şekilde kendi duygusal savunmasızlığının etkisiyle yapar. Alkol, bunun sadece bir tetikleyici oluyordu.
Sonuç: Kast ve Alkol İlişkisi
İlk başta düşündüğüm kadar basit değildi. Alkol, bir insanın sorumluluk duygusunu bir süreliğine yavaşlatabilir, düşünme yetisini azaltabilir, fakat kastı tamamen ortadan kaldırmaz. Selim’in çözüm odaklı yaklaşımı, her zaman bir sorumluluk payının olduğunu anlatıyordu. Alkol bir mazeret olamaz, çünkü insanlar hâlâ kendi eylemlerinden sorumludurlar.
Diğer taraftan, benim empatik bakış açım, alkolün, kişinin içsel dünyasında bir tür fırtına başlatabileceğini, duygusal savunmasızlığın bazen yanlış adımlar atılmasına sebep olabileceğini söylüyordu. Alkolün, bir insanın kasıtlı bir şekilde zarar vermediği durumlardaki etkisini anlamak, hepimizin ilişkilerinde daha derin bir empati geliştirmemize yardımcı olabilir.
Selim ve ben, sonunda hemfikir olmasak da, birbirimizin bakış açılarına değer vermeye başladık. Alkolün kastı kaldırıp kaldırmadığı, sadece hukuki ya da psikolojik bir tartışma değil, aynı zamanda insan ilişkilerindeki kırılganlıkları ve duygusal derinlikleri anlamamız için bir fırsattı.
Siz ne düşünüyorsunuz? Alkol, bir insanın kastını gerçekten kaldırır mı? Yorumlarınızı ve düşüncelerinizi bizimle paylaşarak bu önemli tartışmayı daha da zenginleştirebilirsiniz.